Geçtiğimiz hafta Süper Lige yükselen Büyükşehir Belediye Erzurumspor, koca bir sezon boyunca verdiği mücadelenin meyvesini en sonunda topladı.
Şu saat itibariyle Tff 1. Ligle olan tek münasebetimiz, sadece Süper Lige çıkacak olan üçüncü takım merakımızdır; bunun dışında da zaten o mecrayla artık hiçbir işimiz kalmamıştır.
Gelinen noktada mücadele eden takımı, teknik heyeti, yönetimi ve taraftarları kutlamak, elbette ki bizim boyun borcumuzdur. Dolayısıyla her birisini ayrı ayrı tebrik ediyor, verdikleri mücadele için teşekkürlerimizi iletiyoruz.
Ama ne kadar şükran duyarsak duyalım, hakkını ödeyemeyeceğimiz bir isim var ki; o da Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmendir.
Takıma elini attığı günden bu zamana kadar karşılaştığımız tek sonuç başarı olmuştur; bunu hepimiz biliyoruz.
Süper Ligden küme düşmemize gelince; yine hepimiz biliyoruz ki, düşme sebebimiz takımın yalnızlığı ya da sahipizliği değil, hakem hataları başta olmak üzere bir takım hesap ve kitaplar yüzündendir. Yani bu süreçte bile Mehmet Sekmenin ilgisizliğinden kesinlikle söz edilemez ki; eden olursa da, bunda zaten iyi niyet de aranmaz!
Her neyse.
Erzurumspor, 6 yıla tam 4 şampiyonluk kupası sığdırdı; bu ne demektir?
Bu şehrin ruhunda şampiyonluk var demektir.
İşte Başkan Mehmet Sekmen, bu ruhu sürekli diri tuttu, canlı tuttu. Böylelikle Erzuruma eşi benzeri görülmemiş bir ayıcalık da kazandırmış oldu. Çünkü dünyanın hiçbir ülkesinde hiçbir futbol takımı 6 sezonda 4 şampiyonluk kupası almadı, bunu bir tek Erzurumspor başardı.
Neyle başardı?
İnançla başardı.
Neyle başardı?
Azimle başardı?
Neyle başardı?
Mehmet Sekmen gibi Onursal bir Başkana sahip olduğu için başardı?
Kimileri eleştirdi, Erzurumspordan belediyenin el çekmesini istedi; ama hiçbiri şunu düşünemedi; mesele belediye meselesi değil, memleket meselesi.
Çok açık ve net!
Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen bu takımın üzerinden elini çektiği an, bu şehrin umutları da, hayalleri de yerle bir olacaktır.
Çünkü Erzurusmporun bugünlere ulaşmış olmasında Mehmet Sekmen baş aktördür, baş faktördür. Ve Mehmet Sekmenin doğrudan ya da dolaylı olsun hiç farketmez, olmadığı ya da olmayacağı bir Erzurumspor, kanatları kırılmış bir kuş misali hem de tepesi üstüne çakılacaktır.
Hatırlayın!
Şampiyonluk kutlamalarının yapıldığı gün taraftar ne diye bağırıyordu:
En büyük başkan, bizim başkan! diye
O tezahüratlar inanın boşuna değildi.
Çünkü Mehmet Sekmenin bu takım üzerindeki emekleri ifade edilemeyecek kadar büyük oldu ve Başkan Sekmen işte bu yüzden büyüktü!
O yüzden kimse ne küçük düşünsün, ne de kendini küçültsün.
Mehmet Sekmen giderse, bu takımın arkasındaki koca dağ gider, bu da böyle bilinsin!